kucak

kucak
(-ğı)
1) объя́тия

kucakta — на рука́х

-a kucak açmak — перен. приня́ть (встре́тить) с распростёртыми объя́тиями, раду́шно приня́ть (приюти́ть) кого

kucakına almak — а) заключи́ть в объя́тия, обня́ть; б) взять на́ руки (ребёнка)

kucakına atmak — броса́ть (толка́ть) в чьи-л. объя́тия

kucak çocuğu — грудно́й ребёнок, младе́нец

-ın kucakına düşmek — перен. попа́сть (угоди́ть) в чьи-л. ла́пы, оказа́ться в сетя́х кого-чего-л

kucak kucaka — в объя́тиях друг дру́га; в обни́мку

-ı kucakında gezdirmek или -ı kucakta gezdirmek — прям., перен. носи́ть на рука́х

kucaktan kucaka gezdirmek — передава́ть из рук в ру́ки (ребёнка)

2) оха́пка

kucak kucak — [це́лыми] оха́пками, вороха́ми, в большо́м коли́честве, в изоби́лии

bir kucak odun — оха́пка дров

bir kucak parlak saç — копна́ блестя́щих воло́с

-ın kucakına oturmak — сесть на коле́ни к кому


Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Полезное


Смотреть что такое "kucak" в других словарях:

  • kučak — kúčak m <G čka, N mn čci, G kȗčākā> DEFINICIJA mužjak kuje, kučke ETIMOLOGIJA vidi kuja …   Hrvatski jezični portal

  • kuçak — kucak I, 382bkz: kuçam …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kucak — is., ğı 1) Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık. S. M. Alus 2) sf. Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan 3) mec. Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç Oralar her… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak kucak — sf. 1) Bol bol İşte kucak kucak çiçek, işte sepet sepet meyve! R. H. Karay 2) Kucaklanabilecek miktarda olan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak kucağa — zf. 1) Birbirine sarılmış veya birbirine yüz yüze sokulmuş bir durumda Topla sürülen karışık topraklar, kucak kucağa kanları içinde yatan savaşçılar. H. E. Adıvar 2) İç içe, yan yana, beraberce Şiirle dua, felsefe ile din, inkârla iman kucak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak (veya kucağını) açmak — 1) (birine) korumak Paris teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı. R. N. Güntekin 2) (birine) sığınacak yer vermek Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak — (koçak) ağoş; koç adam, cesur, koca …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak çocuğu — is. Yürüyemeyen, kucakta gezdirilen çocuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak dolusu — sf. Pek çok, pek bol …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gucak — kucak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kuçam — kucak I, 398bkz: kuçak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»